Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Her şeye inat beklemek

Özlersin..Mesafeler engel olamaz dersin.Ama mesafeler sadece onunla ilgili hayaller kurmana,her düşündüğünde kalbinin hızla atmasına engel değildir.Gözlerine bakıp o ışığı görebilmene,o ışığın hayatını aydınlatabilmesine,sarılınca her şeyi unutabilmene engeldir.Zaman geçer günleri,saatleri,dakikaları sayarsın ona kavuşabilme özlemiyle.Her kelimesi dünyaları verebilir sana.Gece olup yalnızlık iyice çöktüğünde üzerine belki de birkaç damla gözyaşıyla süslediğinde özlemini "aşk" dersin.  Nedir aşk? Sadece fazla özlem mi yoksa? Belkide bir hayalin peşinden yıllarca koşabilmektir yada en azından koşmayı deneyebilmektir hızla geçen zamana inat. Geçen zamanın sonunda o hayali hiç gerçekleştirememe olasılığına rağmen vazgeçmemek. Aslında hiçbir benzetmenin aşkı tamamlayamayacağını bile bile aşktan bahsetmektir. Her sabah her ne kadar senden uzakta da olsa,varlığının verdiği huzurla uyanırsın. Belkide dayanamaz herkese ondan bahsetme,içinde biriktirdiğin tüm özlemi dışarı vurmak i
En son yayınlar

BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN!

                                   Merak hepimizin içinde bir türlü vazgeçemediğimiz ve vazgeçmekte istemediğimiz bir duygudur ve güncel olayları öğrenmek istemekte her vatandaş için bir haktır. Kim,nerede,ne zaman,nasıl,neden ve ne yapmış??? Ben merak etmiyorum diyen yok denecek kadar azdır ve belki de yoktur.Gazeteler,TV,radyo ve internet..Bunların hepsi haber almamız,bir başka deyişle merakımızı gidermemiz için bir araçtır. Peki bu kadar merakımıza,haber alma hakkımıza rağmen bunlara neden engel olmaya çalışırız?Haber kendimiz dışında olduğunda öğrenmek için yayın organlarına başvururuz fakat konu biz olduğunda mesleğini yapmak,ülkeye yararlı olmak isteyen insanlara engel oluruz.Bu adil bir şey midir?Cevabını hepimizin bildiğine eminim.Düşünülen bir nevi "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın"dır. En basitinden bir kaza örneğini düşünelim.Kaza yapanların ve yakınların acısını,üzüntüsünü yargılamak bize düşmez fakat o sırada orda bulunan basın mensuplarını engellemek ho

KİMSE ÜSTÜN DEĞİL!

Öncelikle merhaba arkadaşlar ben Hazal. Uzun bir aradan sonra tekrar Blogdayım ve gerçekten yazmayı çok özlemişimmm.. :) Kerimle birlikte diğer blogda ve ben kendi bloğumda yazıyordum ve şimdi buradayım :) Hadi başlayalım .. Kendini dünyanın merkezinde,başkalarını ise yerin dibinde gören benimse gereksiz olarak adlandırdığım sürekli alay etme modundaki insanlar ne kadar da çok değil mi etrafta? Bir garip havalarda yürüyüşler,grup olup saçma saçma gülüşmeler,karşısındakinin en ufak hatasını bulmak için tetikte beklemeler ve bunun sonucunda etrafta kimin yada kimlerin olabileceğini önemsemeden küçük düşürme çabaları..Yaparken çok eğlenceli fakat dışardan bakıldığında berbat görünen bu hareketler çoğu insanın olmazsa olmazı durumunda. Sadece kendi okulunda,sokağında vs.dekilerle yetinmeyip kendinden kat kat mükemmel olan kişilerle anlamsızca alay edenleri atlamamak lazım.Kimden mi bahsediyorum?Çoğumuzun idolü olan,hayallerinin peşinden korkusuzca gidip sonunda ödülünü almış faka

İki Yumurta ile eğlence devam ediyor !! :)

Heyecanla beklediğimiz program dün akşam yine kahkahalarla doluydu..Burak ve Doruk'un o sakarlıkları kırdı geçirdi bizleri :D Radyonun başlarında Doruğun,Burak'ın klavyesine kola dökmesinin üstüne klavyeyi temizlemeye çalışırken ki konuşmalarına gülerken krize girdim :D Biz onlara çok güldük ama gülme sırası bu sefer onlardaydı :)) Bizden sakarlıklarımızı yazmamızı istediler ve işte rezil olduğumuz ama bir o kadar da komik sakarlıklar ; Benim sakarlığım : Metrobüste yere kapaklanmıştım.Gerçekten tam bir rezillikti arkadaşlar :D Ayrıca Burakta düşmüş metrobüste yalnız değilim bu konuda :))  Nil Mutlu : Küçükken mangalın üzerine oturdum. (Fazla acımış olmalı :D )  (Ayrıca nil benim çok yakın arkadaşım kıyamam sanaaa :)) Seda Nur : Cebimdeki kopyayı yırtıyım derken 15 lirayı yırttım .(Kötü olmuşşş :)) ) Elif Buse Güven : Arkadaşıma yumruk atıcakken arkada duran hocama yumruk attım . ( offf :D ) Soruların dışında Burak ve Doruk iki yumurta kısa filminin çekiminde yaşanı

İki Yumurta Filmi ile Kahkaha Tufanı :)

Burak Can ve Doruk Özdemir'in yönetmenliğini yaptığı ve radyo programının adını taşıdığı ''iki yumurta'' kısa filmi yayınlandı !!!  Her yaptıkları projede çok iyi sonuçlara imza atan Burak ve Doruk yaptıkları bu kısa filmle izleyen herkesi kahkahaya boğdu. ( Kandırıkçı Hüssoooooo :D gibi ) Üniversitede okuyan iki öğrencinin yaşadıkları komik olayları konu alan kısa film hakkında biraz bilgi verelim .. Burak Can,Doruk Özdemir , , Elif Güngör,Mine Tanrıcan,Buket Doğan,Mustafa Toklucu,Erhan Özdemir,Metin Duman ve Aliye Engin.. Filmin Konusu : İstanbul'a üniversite okumak için gelen Süleyman ve Doruk. Bir yandan yepyeni bir hayata adım atmaya çalışırken,bir yandan birbirini tanımayan iki genç öğrencinin telaşla ev araması. Emlakçı Hüseyin her ikisinden de 3 aylık kirayı peşin alarak ev sahibine teslim etmeden yurt dışına kaçmıştır. Okulun ilk günü aynı evde karşı karşıya gelen Süleyman ve Doruk ne yapacağını bilemez. Yakın süre içerisinde yakın

Burak'ın Rocco Mancınığı :)

Oynadığı reklam ve dizilerle ayrıca sıcakkanlılığı ile kendini bize her geçen gün daha da çok sevdiren Burak Can bu sefer ''Rocco Mancınık '' reklamıyla karşımızda..Reklamda sınıfta rocco şekerini arkadaşının rocco kutusuna,kendi rocco kutusunu mancınık misali kullanarak fırlatan fakat rocco arkadaşından geri dönerken sınıftaki kıza şekerin kaptırılması gösterilmiş :)) Bunun üzerine Burak Can'ın yaptığı mimik gerçekten çok şeker :)İnternetten izlerken videoyu orda durdurduğumu söylemem gerek :) Anlatmanın ötesinde buyrun işte o reklam ; --> Rocco Mancınık Herkesin reklamları çok sıkıcı bulduğu bir gerçek ama reklam Burak'ın olunca ''sıkıcı'' nın nasıl bir kelime olduğunu bile unutuyoruz. :) Şimdi de reklamdan bir kaç resme bakalım sonrada Burak'a yönelttiğim sorulara ve içtenlikle verdiği o cevaplara ..  Reklam öncesi :) :) Rocco mancınık :) ve işte en sevdiğim yer :)

Mutluluk sebebi bazen sadece iki yumurta olabilir :)

Dün gece iki yumurta ile yine eğlencenin zirvesindeydik :) Burak ve Doruk'un kusursuz sunumlarıyla dün gece ikinci yayını gerçekleştirilen  #ikiyumurtaradyo (   burakdoruk.caster.fm   ) ile yine ve yine gülme krizlerine girdik,eğlencenin zirvesine ulaştık .İlk önce eurovision konu başlığı altında #ikiyumurta tagı ile başlayan programda bizlere eurovision da ülkemizi kim temsil etmeli diye soran Burak ve Doruk,verdiğimiz cevaplarla hem gülerken (Hepimiz Tuncerictionerız :D ) hem de onlarla aynı fikirde olduğumuzu söylediler :) Bize göre Eurovision'a kesinlikle ''Aynur Aydın''katılmalıydı..Bu kadar güzel bir sesin en iyi yerlerde olma düşüncesi çoğumuz için ortaktı. Daha sonraki konu olarak en komik kamyon arkası yazıları arandı ve gerçekten komik yazılar olduğunu bir kez öğrendik :))Ama bizim aklımızda hep halay vardı ( Mendillerimiz hep hazırda :)) ) bunu inkar edemeyeceğim.Ama sadece halayla yetinmeyerek ayrıca Gangnam dansı,mezdeke vs.yaptık.Ortaya çıkan r